Yeni bir araştırma, Demir Çağı’nda erkeklerin toplumsal rollerinin oldukça farklı olduğunu ortaya koydu. Arkeologlar, bu dönemde erkeklerin bazılarının “iç güveyi” olarak yaşadığını, yani kendi ailelerinin yanında değil, eşlerinin ailesinin evinde ikamet ettiklerini keşfetti. Bu bulgular, tarihsel olarak erkeklerin evlilikteki geleneksel rollerine dair bildiklerimizi sorguluyor ve geçmiş toplumların aile yapısı üzerine yeni bir bakış açısı getiriyor.
Demir Çağı, yaklaşık olarak M.Ö. 1200 ile M.Ö. 600 yılları arasında yer alan ve insanlık tarihinde önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemdi. Çiftçilikten demir işçiliğine, toplumsal yapıya kadar birçok alanda büyük dönüşümler yaşanmıştı. Arkeologlar, son yıllarda yapılan kazılarda, Demir Çağı’na ait eski kalıntıları inceledikçe, toplumsal yapının da bugünkü algımızdan çok daha farklı olduğunu belirlediler. Özellikle erkeklerin evlilik içindeki rollerine dair yapılan bu yeni araştırma, arkeolojik buluntularla destekleniyor.
Araştırma, özellikle iskeletlerin ve mezarların incelenmesiyle elde edilen verilerden yola çıkıyor. Bilim insanları, çeşitli erkek mezarlarında bulunan özel eşyalara ve yerleşim yerlerinde tespit edilen toplumsal yapı izlerine bakarak, bu erkeklerin kendi ailelerinin evinde değil, eşlerinin ailesinin yanında yaşadığını öne sürüyorlar. Bu durum, o dönemde kadınların ve erkeklerin toplumsal rollerinin beklenmedik şekilde farklı şekillendiğini ve bazı kültürlerde aile yapılarının bugünkünden oldukça farklı olduğunu gösteriyor.
İç güveyi olma durumu, günümüzde çoğu kültürde genellikle kadınların rolü olarak görülse de, Demir Çağı’nda erkeklerin bu pozisyonda yaşamaları, o dönemde toplumsal yapıların çok daha esnek olduğunu gösteriyor. Erkeklerin, eşlerinin ailesine katılmaları, aynı zamanda evlilikteki güç dengelerinin, daha çok kadının ailesiyle ilişkili olduğu anlamına gelebilir.
Bu bulgular, Demir Çağı’nın sosyal yapısını daha iyi anlamamıza yardımcı olmanın yanı sıra, tarih boyunca toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl değiştiğine dair de önemli bilgiler sunuyor. Araştırmanın sonuçları, evlilik ve aile yapılarındaki farklılıkları, bugünkü toplumlarla karşılaştırarak daha geniş bir perspektiften değerlendirmemize olanak tanıyor. Geçmişteki bu toplumsal yapılar, tarihsel evrimdeki cinsiyet rol değişimlerini de aydınlatmak için önemli bir kaynak oluşturuyor.